Nurdoğan A. ERGÜN
Dünyada en çok ticareti yapılan gıda ürünlerinden su ürünleri pazarında Türkiye’nin gücü hızla yükseliyor. Su ürünleri ihracatında dünyada 26’ncı olan Türkiye, üretiminin yüzde 80’ini başta Avrupa olmak üzere Japonya, Rusya gibi 100’ün üzerinde ülkeye ihraç ediyor.
Geçen yıl 1.7 milyar dolar olan su ürünleri ihracatında bu yılki hedef 2 milyar doları yakalamak. Sektörün 2030 hedefi ise 5 milyar dolarlık ihracat gelirine ulaşmak. Bu yıl Çin, Tayland gibi alternatif pazarlara da çıkarma yapmaya hazırlanan su ürünleri sektörü, daha fazla katma değer yaratmak ve dış pazarlarda rekabet edebilmek için finansman ve ‘kur’ desteği istiyor.
Balığın ham haline göre Türk somonundan yapılan fümenin yüzde 100 katma değer sağladığını söyleyen İstanbul Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği (İSHİB) Başkan Yardımcısı Oğulcan Kemal Sagun, levrek ve çipura filetosunun da bütün balığa göre yüzde 80-90 birim fiyata katkı sağladığını kaydetti. Sektörün üretim tesislerinin çok gelişmiş olduğu yorumunu yapan Sagun, “Avrupa gıda sağlığı hijyen standartlarının üzerinde, her tür katma değeri üretebiliyoruz” dedi.
Ancak Oğulcan Sagun’un ifadeleriyle her sektörde olduğu gibi su ürünleri sektörü de yeni yatırımlar için finansman desteğine ihtiyaç duyuyor. “İhracatçı olduğumuz için ihracat destekli krediler çok işimize yarıyor” diyen Sagun’a göre, Türk lirası faizlerinin böyle yüksek olduğu bir ortamda rekabetçi olabilmek çok zor. Sagun, “Özellikle Türk somonunda (trout) Şili, levrek ve çipurada rakibimiz Yunanistan. Şu an rekabetçi olmakta zorlanıyoruz” yorumunu yaptı.
Sasu, soslu ton balıklarıyla online satışta
Türkiye’nin ton balığı hammaddesini ithal ettiğini dile getiren Sasu Yönetim Kurulu Başkanı Ali Can Yamanyılmaz, “Kilosu 2 dolara aldığımız balığı işleyip katma değer katarak 6.5 dolara satıyoruz” dedi. Firma olarak Moğolistan, Senegal, Fildişi sahilleri, Gabon, Maldivler, Hindistan ve Avrupa ülkelerine ürün verdiklerini açıklayan Yamanyılmaz, Afrika ve Orta Asya’yı da porföye kattıklarını belirtti.
Avrupa ülkelerindeki perakende noktalarında Sasu ürünlerinin rafta olduğunu dile getiren Yamanyılmaz, Türkiye’de ise yeterince raflara girememekten yakındı. Türkiye’deki CarrefourSa ve Migros’un perakende raflarında yer verilmediğini söyleyen Yamanyılmaz, toptan bölümlerde olduklarını aktardı. Yamanyılmaz, online satışlara ağırlık verdiklerini ve dijital kanallarda fiyatların daha uygun olduğunu söyledi.
Sağdıçlar, suşi üretimine başlayacak
Başta balıkçılık olmak üzere, toptan ve perakende gıda, restoran, bilişim ve inşaat gibi farklı sektörlerde de faaliyet gösteren Sağdıçlar, kültür, deniz balığı ve işlenmiş deniz ürünlerinin toptanperakende satışını yapıyor.
Ürünlerin yüzde 60’ının çiftlikten çıktığını aktaran Sağdıçlar Balıkcılık’ın Satın Alma Müdürü Yusuf Sağdıç, mevcut ürünlerin yanında suşi üretimine başlayacaklarını da duyurdu. Hem iç piyasa hem de ihracata çalıştıklarını aktaran Sağdıç, cironun yüzde 60’ının ihracat, yüzde 40’ının iç pazardan elde edildiğini kaydetti. İhracat yaptıkları başlıca bölgeleri Avrupa ülkeleri, Japonya, Ortadoğu ve Amerika olarak açıklayan Sağdıç, “Amerika’da partner firmamız var. İleri işlenmiş ürünleri Amerika ve Rusya’ya satıyoruz. Türk Somonu olarak, Japonya’ya gönderiyoruz.
Ortadoğu’ya da palet bazlı siparişler gönderiyoruz. Dubai, Kuveyt, Suriye de ürün verdiğimiz pazarlar arasında” dedi. Bu yıl Japon ve Güney Kore’yi hedef pazar olarak belirlediklerini aktaran Sağdıç, ancak tüm ihracatçılar gibi fiyat tutturma ile ilgili sıkıntılar yaşandığını söyledi. Sağdıç, “Hammadde, yem maliyetleri çok arttı. Fiyat tutturamıyoruz. Bunun için de stok yapmamız gerekiyor. Temel sıkıntı önümüzü görememek” dedi.
Sastaş, hamsiyi marine edip Avrupa’ya satıyor
Su ürünleri pazarında hem yetiştiricilik hem de deniz ürünleri alanlarında faaliyet gösteren Sastaş, denizden çıkan hamsiye katma değer katarak ihraç ediyor. Zeytinyağlı, sebzeli, sarımsaklı, kirazlı hamsi filetonun yanında somon ürünleri de yaptıklarını kaydeden Sastaş Samsun Soğutma Sistemler Genel Müdürü Özgür Demircioğlu, ürünlerini başta Avrupa olmak üzere dünyanın birçok yerine gönderdiklerini belirtti. Ağırlıklı pazarlarını AB’nin Akdeniz’e kıyısı olan ülkeler olduğunu aktaran Demircioğlu, ‘’İşlenmiş ürünleri tamamen ihracata veriyoruz. Hamsinin iç pazarda taze olarak tüketiliyor.
Kalite ve besin değeri olarak Türk hamsisini ‘en iyi’ olarak yer alıyor. Ancak boyut olarak daha küçük. Bizim yaptığımız ürünlerde hamsinin biraz daha iri olması gerekiyor. Türkiye’den tedarik ettiğimiz hamsilerde bu anlamda bir sıkıntı yaşıyoruz. Bunun biraz daha büyümesine müsaade etmek gerekiyor. Avcılıkla ilgili bir düzenleme gerekiyor” dedi.