Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda “Evlatlarımıza kattıkları bilgi ve değerler bütünüyle ülkemizin kalkınma mücadelesinde hayati önemde olan öğretmenlerimizi her türlü olumsuzluktan korumak, onlara mesleklerini icra edecekleri rahat ve güvenli ortamı sunmak asli görevimizdir. Ulvi bir mesleği icra eden, yetiştirdikleri nesillerle geleceğimizi inşa ve ihya eden öğretmenlerimiz başımızın tacıdır. Bu anlayışa kararlılıkla sahip çıkan bir hükûmet olarak öğretmenlerimize ve diğer eğitim çalışanlarımıza yönelik şiddete ilişkin kapsamlı bir düzenlemeyi süratle hayata geçireceğiz” ifadelerini kullandı.
Tutuklama sebebi
Erdoğan, düzenlemenin detaylarını şöyle açıkladı:
“Kanun teklifi olarak Gazi Meclisimize sunacağımız düzenlemeyle, öğretmenlerimize yönelik fiillerde ceza kanunlarında öngörülen cezalar yarı oranında artırılacak. Bu fiilleri işleyenlerin cezasının ertelenmesi engellenecek. Bu fiiller tutuklama sebebi sayılarak tutuksuz yargılamanın önüne geçilecek. Özel kurumlarda çalışan öğretmenlerimiz ve diğer eğitim çalışanlarımız da görevleri sebebiyle kendilerine yönelik işlenen suçlar bakımından kamu görevlisi sayılacak.”
Erdoğan, “Öğretmenlerimiz müsterih olsun. Böylesine önemli bir mesleği ülkemizin her bölgesinde fedakârca yürüten öğretmenlerimize karşı şiddet olaylarına asla sessiz kalmadık, kalmayacağız. Bu vesileyle, İstanbul’da canice yapılan bir saldırı sonucu hayatını kaybeden İbrahim Oktugan öğretmenimize Allah’tan rahmet; ailesine, sevenlerine, öğrencilerine ve tüm eğitim camiamıza başsağlığı diliyorum” dedi.
Tekin haziranı işaret etti
Öte yandan Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin de CNN TÜRK’te yaptığı açıklamada, “Yasal düzenleme tahmin ediyoruz ki önümüzdeki hafta Meclis’e sevk edilmiş olur. Haziran ayı başında yasalaşacağını düşünüyoruz” dedi.
Beştepe’de sürpriz görüşme
ASLIHAN ALTAY KARATAŞ / Ankara – Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile resmi programında yer almadığı için sürpriz olarak nitelenen bir görüşme yaptı. İki liderin son görüşmesi 29 Nisan’da olmuş, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bahçeli’yi evinde ziyaret etmişti. Beştepe’deki Erdoğan-Bahçeli zirvesi, bu ziyaretten sadece 11 gün sonra gerçekleşti. Böylece iki lider yerel seçimlerden sonra ikinci görüşmesini yapmış oldu. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ndeki kabul bir saat sürdü.
Üçüncü koltuk boş
Zirvenin, 2 Mayıs’ta Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ve 7 Mayıs’ta Bahçeli’nin CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile yaptıkları görüşmelerin ardından gelmesi dikkat çekti. Kulislerde, Beştepe zirvesinde Özel’in iki lider ile yaptığı görüşmelerde gündeme getirdiği bazı başlıkların da ele alındığı ifade edildi. Beştepe’deki Erdoğan-Bahçeli görüşmesine ilişkin görüntülerde ise 3. koltuk detayı dikkat çekti. AK Parti Genel Merkezi’ndeki Erdoğan-Özel görüşmesinde üçüncü bir koltuğun yer alması ve boş bırakılması tartışmaya neden olmuştu.
Cumhur İttifakı’nın iki liderinin görüşmesinde, yeni anayasa çalışmaları, Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş’un yeni anayasa mesaisinin ilk turu, Meclis gündemi ve bu çerçevede planlanan bazı yasal düzenlemeler ile son iç ve dış gelişmeler değerlendirildi. Görüşmede ayrıca, terörle mücadelede sınır içi ve sınır ötesi operasyonlar ile Gazze’de ateşkese yönelik diplomatik girişimlerin de ele alındığı belirtildi.
Yumuşama önemli bir fırsat oldu
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün İdari Yargı Günü ve Danıştay’ın 156. Kuruluş Yıldönümü törenine katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında özetle şunları söyledi:
BEKANIN GÜVENCESİ: Yargı organlarımızın her biri ülkemizde huzurun, güvenliğin, kalkınmanın, demokrasinin ve sosyal barışın muhafazasının teminatıdır. Nasıl geç gelen adalet adalet değilse, topluma güven veren ve erişilebilir adalet sistemi de bekamızın güvencesidir. Adaletin olmadığı yerde huzur, refah olmaz, milleti bir arada tutan bağ zayıflamaya başlar. Bunun için adli ve idari yargı fark etmeksizin adliyenin kapısını adaletin kapısı haline getirdiğimiz ölçüde geleceğimize güvenle bakabileceğimize inanıyorum.
SİVİL ANAYASA İHTİYACI: Cumhuriyetimizin 100. yılının darbe ürünü bir anayasayla karşılanmış ve geçirilmiş olmasını Türkiye demokrasisine yakıştıramıyoruz. Bu eksikliğin milli irade eliyle giderilmesi demokrasimizin gücüne güç katacak, Türk siyasetinde yeni bir kilometre taşı olacaktır. Siyaset kurumunun ekonomik ve sosyal sorunları öne sürerek sivil anayasa ihtiyacını gündemden düşürmek istemesini doğru bulmuyoruz.
KAZANCA DÖNÜŞSÜN: Yeni anayasanın sihirli değnek gibi dokununca sorunlarımızı bir anda ortadan kaldırmayacağını elbette biliyoruz. Yeni anayasa, sivil siyasetin alanını genişleterek ekonomiden sosyal hayata, ülkemizin meselelerinin çözümünü daha da hızlandıracaktır. Siyasetteki yumuşamayla birlikte farklı siyasi partiler arasındaki istişari görüşmelerin yoğunlaşması bu bakımdan önemli bir fırsat teşkil ediyor. Türk siyasetinin bu fırsatı ülkemiz, milletimiz ve demokrasimiz adına kalıcı bir kazanca dönüştürmesini ümit ediyoruz. Biz milletimizin beklentileri çerçevesinde üzerimize düşen yapıcı rolü oynamaya devam edeceğiz.
YARGI ELEŞTİRİLEMEZ DEĞİL: Siyaset kurumu nasıl layüsel değilse yargı da eleştirilemez değildir. Yargının kararlarını beğenmeyebilir, itiraz edebilir, hoşnutsuzluğumuzu açıkça dile getirebiliriz. Buna kimse engel olamaz, olmamalıdır. Terörü övmediği, şiddeti teşvik etmediği ve hakarete varmadığı sürece insanlar fikirlerini farklı mecralarda özgürce yazabilir, paylaşabilir. Millet adına kamu gücünü kullananların, belli sınırlar içinde bu sert tepkilere tahammül etmesi, mazur ve meşru görmesi beklenir. Fakat yargının toptancı bir anlayışla kurumsal olarak yıpratılmasını, yargı organlarımıza çamur atılmasını asla kabul edemeyiz.