Tehdit edildiğini belirten Ayşe Ateş, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ve İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’ya seslenerek, “Yaklaşan tehlikeyi görmüyor musunuz? Neden yazılanlar ihbar olarak kabul edilip bu kişiler ifadeye çağrılmıyor?” diye sordu.
Öldürülen eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş, sosyal medya platformu X üzerinden Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ve İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’yı etiketlediği bir paylaşımda tehdit edildiğini dile getirerek, “Yeter artık, yeter!” diyerek isyan etti. Ayşe Ateş, “Neden bu paylaşımlar ihbar sayılmıyor, neden bu kişiler ifadeye çağrılmıyor, neden ellerindeki bilgi ve belgeler istenmiyor, neden tanık olarak dinlenmiyorlar?” diye sordu.
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ile yaptığı görüşmede dile getirdiği, “Gerekli görülmesi durumunda hem katiller hem de kendisi hakkında güvenlik soruşturması yapılabileceği” önerisini yineleyen Ayşe Ateş, yıllar önce eşi üzerinde başlatılan sürecin bu kez kendisi üzerinde yürütüldüğünü ifade etti. Ayşe Ateş, “Sayın Bakanlarım, yaklaşan tehlikeyi görmüyor musunuz? Bu kişiler ne güvenlik güçlerinden ne de adaletten korkuyorlar. Yazdıklarını ihbar kabul edin. Çağırın, dinleyin, iddialarının ispatını isteyin” diyerek yetkililere seslendi.
Ayşe Ateş, “İmalı paylaşımlardan, hakaretlerden, iftiralardan yorulduk, tükendik! Her an öldürülme korkusuyla yaşamaktan bıktık!” diyerek yaşadığı tedirginliği vurguladı.
Ayşe Ateş’in X üzerinden yaptığı paylaşımı şöyle:
Önceki günlerde, eşim Sinan Ateş için işlettikleri süreci benim için de işletiyorlar, diyerek Sayın Cumhurbaşkanı’mız Recep Tayyip Erdoğan’a bir çağrıda bulunmuştum. Bu çağrımın ardından devletimiz bana iki yakın silahlı koruma verdi. Beni ve kızlarımı kabul ettiği sırada Sayın Cumhurbaşkanı’mıza, her ne kadar koruma polisi verilmiş olsa da bu şahısların devletin polisine namlu doğrultmayacaklarından emin olmadığımı, korktuğumu ifade ettim. Sayın Bakanlarım dikkatinize sunuyorum: Burak Bekiroğlu @burakbekiroglu isimli şahıs, kamuoyuna, Ankara’nın göbeğinde güpegündüz işlenen bu menfur cinayetin emrini kimlerin verdiğini isim isim sayıyor. Beni hedef göstererek tehdit içerikli açıklamalarda bulunuyor. Benim ve eşim Sinan Ateş’in FETÖ’cü olduğu iftirasını atıyor. Eşim Sinan Ateş’in daha önce cinayete azmettirdiği iftirasına ilişkin imalarda bulunuyor. Neden bu paylaşımları ihbar kabul edilip ifadeye çağrılmıyor, neden elindeki bilgi ve belgeler istenmiyor, tanık statüsünde dinlenmiyor?
Sayın Cumhurbaşkanı’mıza da ifade ettiğim gibi: “Biz bu devlete hizmet etmiş iki namuslu, şerefli, vatansever devlet memuruyuz. Bizim alnımız ak, yüzümü pak. Devletimize sadakatimiz sonsuz ve sorgusuz. Gerekli görülüyorsa hem katledilen eşim Sinan Ateş hakkında hem de benim hakkımda güvenlik soruşturması yapılsın. Gerçekler ortaya çıksın.”
Sayın Bakanlarım tekrar tekrar dikkatinize sunuyorum: İki buçuk yıl evvel bu süreci, katledilen eşim Sinan Ateş için de başlattılar: FETÖ’cü iftiralarıyla itibarsızlaştırma, sosyal medyadan açık tehdit ve ardından sokak ortasında, güpegündüz suikast! Sayın Bakanlarım, Geleni görmüyor musunuz? Bunlar ne güvenlik güçlerinden ne de adaletten korkuyor. Yazdıklarını ihbar kabul edin. Çağırın, dinleyin, iddialarının ispatını isteyin. Eğer elinde benimle, Sinan’la, bu suikastla alakalı ortaya attığı iddialara ilişkin en ufak bir kanıt varsa ortaya koysun. Yoksa da hukuken gereği neyse o yapılsın.
İmalı paylaşımlardan, hakaretlerden, iftiralardan yorulduk, tükendik! Her an öldürülme tedirginliğiyle yaşamaktan bıktık! Artık bunlara “Dur!” deyin. Size yalvarıyorum: Bu ülkede ikinci bir “Kırmızı Pazartesi” yaşanmasına izin vermeyin. Çocuklarımı yetim bırakmayın.