İletişim Başkanı Altun, İletişim Başkanlığı’nda düzenlenen ‘Vatandaş Diplomat Projesi’ toplantısına katıldı. Programda Vatandaş Diplomat el kitabının tanıtımı yapıldı.
Altun, ‘Vatandaş Diplomat Projesi’nin yeni nesil bir kamu diplomasi projesi olduğunu belirterek, “Kamu diplomasisi, devletler arası iletişimin toplum arası iletişim için yeterli olmadığının keşfedilmesi ve devletlerin farklı ülke halklarıyla iletişim kurma çabası içerisinde olmasıyla alakalı bir durum ve bu şekilde tarihsel olarak kurumsallaşmıştır. Türkiye olarak bir yandan Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderlik ettiği gayretlerle uluslararası sistem krizlerinin çözümüne katkı sunmaya gayret ederken; öte yandan da bu yeni nesil kamu diplomasi projesiyle ülkemizin gücünü, birikimini, potansiyelini, tarihini bütün dünya duyurmak istiyoruz. Vatandaş diplomasisi bireyden bireye kamu diplomasisi anlayışının bir örneği olarak hedef kamuoyuyla doğrudan ilişki ve empati kurma, farklı ülke halkları arasında uzun vadeli ilişki geliştirme, kültürel alışverişi ve iş birliklerini teşvik etme, ülke tanıtımını gündelik hayatın içinde kalarak olumlu imajlar inşa edecek şekilde sürdürme noktalarında etkili ve stratejik bir araçtır. Vatandaş, diplomasi sürecinde kuşkusuz sivil toplum kuruluşları, düşünce kuruluşları, üniversiteler başta olmak üzere eğitim kurumları; yine kanaat önderleri, akademisyenler, bilim insanları, sanatçılar, medya kurumları, özel şirketler ve daha birçok aktör, birer kültür elçisi olarak vatandaş diplomasisine katkı sunma potansiyeli taşımaktadır. Vatandaş diplomasini bu bağlamda önemsiyoruz. Sahip olduğumuz potansiyelden ahlak ölçüleri istifade etmek ve bu alanda ülkemizde bir farkındalık oluşturmak istiyoruz” diye konuştu.
‘9,5 MİLYONLUK VATANDAŞ DİPLOMAT AĞINA SAHİBİZ’
Türkiye’nin vatandaş diplomasisi alanındaki potansiyelini daha iyi ortaya koyabilmek adına bazı verileri açıklayan Altun, “2024 yılı itibarıyla 300’e yakın noktada dünyanın en yaygın diplomatik ve temsilciler ağına sahip ülkelerinden biridir, Türkiye. Öte yandan; bugün 5,5 milyonu Avrupa ülkelerinde olmak üzere yaklaşık 6,5 milyonu aşkın vatandaşımız yurt dışında yaşıyor. Bu sayı Türkiye’ye kesin dönüş yapan 3 milyon vatandaşımızla birlikte düşünüldüğünde potansiyel olarak 9,5 milyonluk bir vatandaş diplomat ağına sahip olduğumuzu gösteriyor. Bunun yanı sıra; eğitim, yardımlaşma ve kalkınma alanında faaliyet gösteren birçok göz bebeği kurumumuz ve sivil toplum kuruluşumuz olabiliyor. Yunus Emre Enstitüsü, Türkiye Maarif Vakfı, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı, uluslararası öğrenci dernekleri, üniversiteler, meslek örgütleri, akademisyenler, devlet bursu ile yurt dışında eğitim alan ve değişim programları ile yurt dışına eğitime giden öğrencilerimizin tümü, vatandaş diplomasisi konusunda birer aktördür. Ülkemizde gelen her bir misafirle etkileşen vatandaşımız da vatandaş diplomasisinin birer aktörüdür. Her bir vatandaşımızın kendi değerlerini, kültürünü ve Türkiye’nin insan ve zenginliklerini dünya halklarının hakkıyla anlatacağını, tanıtabileceğini düşünüyoruz” ifadelerini kullandı.
Altun, Türkiye’nin bir yandan adalet ve hakikat mücadelesi verirken; diğer yandan da küresel alandaki sömürge düzeninin doğrudan ve dolaylı saldırılarına maruz kaldığını söyleyerek, “Ülkemizin uzun yıllardır maruz kaldığı kara propaganda ve dezenformasyon faaliyetlerinin temelinde bir sömürü arzusu olduğunu biliyoruz. Devletimizin tüm imkan ve kabiliyetleriyle bu sömürü siyasetine karşı tam bağımsız, güçlü ve müreffeh bir Türkiye için mücadele verdiğimizi de biliyoruz. Şunu da açık ve net bir şekilde söylüyoruz; artık Batı’dan emir alan, kendi müstakil siyasetiyle stratejisini oluşturamayan bir Türkiye yok. Bugün Türkiye kendi müstakil siyasetini, stratejisini oturtan, bölgesinde etkin, küresel meselelerde ara bir ülkedir. Ne var ki Batılı medya organları, sosyal medya şirketleri Türkiye’ye karşı yürütülen yıpratma ajanları olarak yine de faaliyet göstermeye devam ediyorlar. Fakat ne olursa olsun hakikati çarpıtmaya, tarif etmeye yönelik, girişimlerine rağmen güneşin balçıkla sıvanamayacağını tüm dünyaya gösteriyoruz. Vatandaş Diplomat Projesi bu bağlamda bir yandan da dünyada Türkiye’nin küresel alanda verdiği hakikat ve adalet mücadelesini bütün vatandaşlarımız katma, bütün vatandaşlarımızı bu hakikat ve adalet mücadelesine ortak etme çabasıdır. Zira vatandaş diplomasisi doğru stratejilerle, hakikati ve adaleti merkez alarak yapıldığında dezenformasyonun yıkıcı faaliyetlerinin vereceği zararı en aza indirebilir. Yine toplumlar arasında karşılıklı hoşgörü ve saygı ortamı kendisine daha geniş bir yer bulabilir. Farklı halklar arasında kurulan bağlar hükümet üzerinde olumlu anlamda baskı oluşturabilir. Bu durum iyi ilişkilerin sürdürülmesine ve birçok bölgesel, küresel nitelikteki soruna karşı barışçıl çözümler üretilmesine zemin hazırlayabilir” dedi.