Murat Menteş: Cem Yılmaz’lı süper cilt geliyor

Murat Menteş’ten ‘Derde Deva Randevu’ serisi dördüncü kitaba ulaştı. Serinin dördüncü kitabında 11 yazar yer alıyor: Dıogenes, Bn Haldun, Jane Austen, Tolstoy, Ahmet Rasim, Eınsteın, Hermann Hesse, Âşık Veysel, Marguerıte Duras, Cemil Meriç, Tezer Özlü. Söyleşi formatında düzenlenen kitapta, Murat Menteş’in sorularına cevaplar yazarların eserlerinden geliyor. Hakan Karataş’ın çizgileriyle her söyleşi, belgesel bir öyküye dönüşüyor.

“Bazı insani sınırlar aşılırsa kitaplar tamamen ortadan kalkabilir” diyen Murat Menteş, ilk üç kitabın bir ciltte toplandığı baskı için Cem Yılmaz’ın önsöz yazdığı ve yakında yayınlanacağını duyurdu.

Murat Menteş ve Hakan Karataş ile ‘Derde Deva Randevu’yu konuştuk.

Dördüncü kitaba ulaşan ‘Derde Deva Randevu’yu tasarlarken okuru için neleri temenni ettiniz?

Murat Menteş: ‘Derde Deva Randevu’ okurun hoşnutlukla karşıladığı bir seri oldu. Yazarlarla sıhhatli ve güçlü bir bağ kurmanın yollarını arıyoruz bu kitaplarda. Hangi devirde, nerelerde, hangi koşullarda yaşamışlar; temel fikirleri neler, üslubu nasıl?.. Okurlar, edebiyatçıları ve filozofları genel hatlarıyla ve bazı kritik özellikleriyle tanısınlar diye çabaladık. Benim yazdıklarım da, Hakan’ın çizdikleri de bu amaca yönelikti. İstedik ki, hazırlayıcı ya da hatırlatıcı bir etkisi olsun kitapların.

Hakan Karataş: Başrolde ne Murat ne de ben varız. Bizler birer yorumcudan ziyade muhabir gibiyiz aslında. Önceliğimiz imkanların elverdiği ölçüde okurların edebiyatçılar ve filozoflar ile ‘dolaysız’ bağ kurmaları oldu.

İnsan hayatın temel ihtiyacı mıdır bilgi?

Murat Menteş: Bilmek, bize bir mana ufku kazandırır. Öğrenmek, anlamak, analiz etmek, yorumlamak… hareketlerimizin edim yani bilinçli eylem niteliği kazanması demek. Böylece kişilik sahibi özneler olabiliriz. Bilgi olmaksızın hayatımızın herhangi bir zenginlik taşıması imkansızdır. Bilgiyi ihtiyaçtan ziyade, iradeyle ilgili görüyorum. Dürtülerimiz ve duygularımız bilgi ve düşünceyle çerçevelendiği zaman kültür alanına geçeriz. İnsan, doğanın ona biçtiği rolü aşarak insan oldu.

Derde Deva Randevu – 4, Murat Menteş, Çizer: Hakan Karataş, 288 syf., Alfa Yayıncılık, 2024.

‘İKTİDAR, AŞK, PARA, GENÇLİK, ÖLÜM, İNANÇ…’

Sanat uzun, hayat kısa. Bu dört kitapta konularınızı seçerken öncelikleriniz neler oldu? Ne gibi saikler bu konulara yönlendiriyor sizi?

Murat Menteş: ‘Derde Deva Randevu’da sıklıkla değinilen konular var: İktidar, aşk, para, gençlik, ölüm, düşünce, inanç gibi. Bunların yanı sıra, 1- Yazarların hayatları, 2- eserleri, 3- ve odaklandıkları konular, merkezi meseleleri üzerinde duruyoruz.

Bu projeyi biçimlendirirken hedef okur kitlesine dair tahmin ve beklentileriniz neydi, sonrasında bu öngörüler nasıl gelişti?

Murat Menteş: Okurlara dair bir beklentimiz yoktu. İlk kitapta kısa, kolay okunan, değini niteliğinde söyleşiler hazırladık. Okurlardan gelen yorumlar çoğunlukla “Söyleşiler güzel fakat kısa. Tadı damakta kalıyor” şeklindeydi. İkinci kitapta hacmi biraz genişlettik. Üçüncü kitapta ise yazı-çizim dengesini yeniden kurduk. Ayrıca tüm yazarların özgeçmişlerini ekledik. Bir bakıma, ‘Derde Deva Randevu’ serisi her kitapta ‘upgrade’ edildi.

Hakan Karataş: Biraz maraton koşmak gibi. Yolda karşılaşacağımız sürprizleri ve değişken şartları kabaca öngörmüştük. Ben şahsen bu projenin 4-5 yılda kesinlikle bitmesi gerektiğini düşünüyordum. Hedef okur kitlem ise o sırada orta öğrenimden üniversiteye kadar olan yaşlardaki gençlerdi. Bu jenerasyonu kaçırdığımızı düşünüyorum. Az evvel bahsettiğiniz “sanat uzun, hayat kısa” deyişinin devamında şöyle der; “fırsat kaçıcı, deneyim aldatıcı, karar zor.”

‘ÇİZGİ ROMAN ÇİZİM TARZINI KULLANDIM’

Özellikle çizerimize sormak isterim. Bu kitaplara özel bir çizim tarzı kullandınız mı?

Hakan Karataş: Çizgi roman çizim tarzını kullandım. Sinematik geçişler, kamera açıları, kadrajlar, ışık vs. Beyaz kağıt üzerine siyah mürekkepli kalem ve fırça tekniğini tercih ediyorum. Kolay ulaşılabilir ve ucuz çünkü. Çizgili kısımların tamamı, kaligrafi dahil kağıt üzerinde bitiyor. Teknik olarak en konforlu, kolay ve hızlı yol. Bu saydıklarım genel ve geleneksel üretim tarzı ve teknikleri.

Özgün olan tarafı ise bölümlerdeki karakter tasvirlerinin olabildiğince doğal, sade, samimi görünümde resmediliyor olması. Okurda ulaşılmaz ve gözünde yücelttiği biriyle değil de sanki arkadaşıyla ya da yeni tanıştığı ilginç biriyle konuşuyormuş gibi bir etki bırakması. Bütün tasvir öğeleri bu amaç çerçevesinde yerlerini alıyor.

Derde Deva Randevu, Murat Menteş, Çizer: Hakan Karataş, April Yayıncılık, 2019.

Bazı sayfalarda insan Teks’i, Tom Braks’ı görür gibi oluyor. Ama mangalar başta olmak üzere yeni nesil çizgi-roman beğenisi çok farklı. Genç okurlardan nasıl tepkiler aldınız?

Hakan Karataş: Okur yaşı küçüldükçe çizgiye ilgi artıyor. Tepkiler de buna paralel ilerliyor.

Teks ve Tom Braks her ne kadar Amerikan kurgu karakterleri de olsa çizgi romanları Avrupa’da (İtalya) üretildi. Biz çizerler (İtalyan, Fransız, İspanyol) Akdeniz coğrafyasının insanlarıyız. Üç aşağı beş yukarı ortak tarihi, kültürel ve sosyal değerleri, insan etkileşimlerini tecrübe/konu ettik ve ediyoruz. Birbirimizi andırıyoruz diyebilirim. Bu tat benzerliği buradan geliyor. Türkiye’de mangalar ve Amerikan süper kahraman hikayelerinin çok satması, bu ürünlerin endüstri ürünleri olması ve çeşit bolluğu yüzünden. Zincir market yanındaki küçük bakkal dükkanıyız biz.

‘KİTAPLARIN TÜMÜYLE ORTADAN KALKACAĞINI SANMIYORUM’

Matbu kaynaklar yüzlerce yıl insanların tek bilgi kaynağıydı. Şimdi inanılmaz sayıda arttı ve şekillendi. Böyle giderse basılı kitaplar tamamen rafa kalkar mı?

Murat Menteş: Kitap, insani sınırlarımızla örtüşür. Okuma eylemi de öyle. Kitapların tümüyle ortadan kalkacağını sanmıyorum. Çünkü nesne olarak da estetik bir formu var. Gene de ileride metinler beyinlerimize yerleştirilen çip’lere download edilirse, yani insani sınırlar büsbütün aşılırsa, kitaplar ortadan kalkabilir.

Hakan Karataş: Kitapların biteceğini düşünmüyorum. Müzikte Hi-Fi (yüksek sadakat), videoda HD (yüksek çözünürlük) benzeri kalite talebinin temelinde doğala en yakın olanı deneyimleme isteği yatar. Basılı kitaplar da doğala en yakın bilgi aktarım deneyimini en kısa, en doğrudan, en zahmetsiz ve en işlevsel biçimde yaşatırlar. Elimizde tuttuğumuz bir şeyi gözlerimizle inceleriz. Aynı bilgiyi pek tabii farklı medyalar ile de alabiliriz, fakat aynı kalitede ve sadelikte olamayacağına emin olabilirsiniz.

Çizgi ve yazıdan müteşekkil kitaplarda bir yer sorunu yaşanması mukadder. Bu kitaplar hazırlanırken bir malzeme ziyanlığı oluştu mu?

Murat Menteş: Kitapların grafik uygulamasını Hakan yapıyor. Çizdiklerini kitap sayfalarına uyarlıyor. Şimdiye dek herhangi bir çizimi çıkarmamız gerekmedi. Son kitapta birkaç satır yazıyı kısalttım, o kadar.

Hakan Karataş: Her şey başlangıç tasarımına uygun olarak ilerliyor. Çizgili bölümlerde eksiltmek yerine çoğaltmak gerekiyor bazen.

‘HEVES VE COŞKU VARSA HER ZAMAN DAHA İYİSİ ÜRETİLEBİLİR’

Eğer maddi imkanlar elverseydi, ‘Derde Deva Randevu’ çok daha büyük hacimli olabilir miydi?

Murat Menteş: Derde Deva Randevu serisi, açıkçası, biz sebat ettiğimiz için ilerliyor. Bu kitaplara harcadığımız emeğin maddi karşılığını henüz alabilmiş değiliz. Öte yandan okuyanların cidden çok beğenmesi, bizi doğru yolda ilerlediğimiz fikrine yaklaştırdı. Geriye dönüp baktığımızda, biz de ortaya çıkan eserlerin değerli olduğu hissiyle doluyoruz. Ayrıca, Cem Yılmaz, Erol Üyepazarcı, Selçuk Altun, Pamela Spence, Volkan Öge, Feride Çetin ve daha birçok ünlü yazar ve sanatçının bu seriyi beğeniyle karşılaması da bize şevk verdi. Öğretmenlerin, üniversite ve lise öğrencilerinin ilgisi, bizi ayrıca sevindiriyor. İlk üç kitabın bir arada yayımlandığı ‘süper cilt’e Cem Yılmaz önsöz yazdı. O da çok yakında çıkacak.

Hakan Karataş: Heves ve coşku varsa, her zaman daha iyisi üretilebilir. Maddi ve manevi imkanlar elverseydi, bu söyleşiyi serinin onuncu kitabı üzerine yapıyor olurduk.

Bu seri için “Yazarının, kendi özel okuma pratiklerinin bir ürünüdür” diyebilir miyiz? Yoksa kitaplar arttıkça özel okumalar yapıldı mı?

Murat Menteş: Söyleşileri hazırlarken, elbette tanıdığım, sevdiğim yazarları seçiyorum. ‘Derde Deva Randevu’ya çalışırken birçok yazarın okumadığım kitaplarını okudum. Bazı durumlarda, okuduklarımı da tekrar okumam gerekti. Abdülhak Şinasi Hisar, Tomris Uyar, Jane Austen, Cemal Süreya gibi yazarların tüm kitaplarını okumak mümkün oldu. Fakat Ahmet Mithat Efendi, Balzac, Asimov… gibi her biri yüzlerce kitap yazmış yazarları külliyatını okumak imkansızdı. Kuşatıcı, doyurucu bir söyleşiye varmak için gene de epey çalışmak gerekti.

‘Derde Deva Randevu’ için aklınızda belirli bir sayı var mı?

Murat Menteş: DDR aslında 11-12 kitaplık, ansiklopedik bir eser olarak tasarlandı. Yılda 2 kitap çıkarabilmeyi umuyorduk. Fakat o kadarına güç yetiremiyoruz. Şimdilik, beşinci kitabın hazırlıklarıyla meşgulüz. Bakalım, hedefimize ulaşabilecek miyiz?

Hakan Karataş: Maraton metaforuna dönmek istiyorum. Yolun yarısına henüz geldik gibi, yandan güzel tezahüratlar duyuyoruz, rüzgar karşıdan esiyor, hafif yağmur var ve hava biraz serin. Hedef ne olursa olsun finiş çizgisine ulaşmak, ama finiş çizgisinde bizi bekleyen var mı emin değilim.

(KÜLTÜR SANAT SERVİSİ)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir